Page 55 - Yıldız'da Yaşam Sayı-7
P. 55

               Bisikletim artık ayrılmaz
bir parçam; kas gücüyle kilometrelerce mesafeyi kat etmemi sağlayan yol arkadaşım oldu. Bisiklet kullanırken yaşadığım özgürlük hissi paha biçilemez.
   Bisikletle kalın, hayatı yakalayın!
Bekir Öztürkler Yıldız Entegre Muhasebe Sorumlusu
“Düşmeden bisiklet sürmeyi öğrenemezsi- niz.” derler. Bisiklet sürmeyi öğrendiğimde yaşım o kadar küçüktü ki o zamanları tam olarak hatırlayamıyorum. Daha ilkokula baş- lamamıştım babam bana bisiklet sürmeyi öğrettiğinde. Lise çağlarıma geldiğimde okula gidip gelmek için bisiklet kullanmaya başlamıştım. O zamandan beri bisiklet ha- yatımın bir parçası oldu. Son beş yıldır biraz daha profesyonel, eksiksiz ekipmanla ve çok daha dikkat ederek bisiklet kullanıyorum.
Bisiklet kullanmamın en önemli sebebi, yeni yerler keşfetmek ve daha önce görmediğim yerlere gitmek. 2013’te arkadaşlarımla ilk kez bir bisiklet turuna katıldım. Nüzhetiye Şelale- si’ne gitmeye karar verdik. Uzun ilk turumuz olduğu için yeterli kondisyonumuz yoktu. Tabii bunu turun ortasında anlamamız hiç iyi olmamıştı. Ayrıca rotamız yüksek irtifalara sahip rampalı bir yoldu. Buna rağmen gide- ceğimiz yere ulaşmıştık. Sıra bir patikadan
şelaleye ulaşmaya gelmişti. Ormandan şelaleye ulaşmaya çalışırken kaybolmuştuk ve telefonlarımız çekmiyordu. Suyumuz ve yiyeceğimiz bitmişti. Dört saatin ardından şelaleye ulaşmıştık.
Bu turda yaklaşık sekiz saat bisiklet sür- müştüm. Bu süreçte özgürlüğü hissetmek, limitleri zorlamak, kas gücüyle kilometre- lerce mesafe yol almak bu işi daha fazla yapmam konusunda karar almamda etkili oldu. Bisikletle yaptığım en uzak yolculuk Gölcük-Kefken arasıydı. Gece yarısı yola çıkmıştık. Kandıra’nın yorucu rampalarını hiç yılmadan tırmandık ve sürücülerin destek veren kornaları motivasyonumuzu artırıyor- du. Sınırlarımızı çok zorlamıştık; hava sıcaktı ve yorucu rampalar çoktu. Ancak limitleri zorlama isteğimiz ve kararlığımız sayesinde arkamıza bakmadan bu turu da tamamla- mıştık. Bugüne kadar bisikletle Nüzhetiye Şelalesi’ne, Maşukiye’ye, Sapanca Gölü’ne,
Gölkay Park’a, Çınarlıdere’ye, Gölcük-Ka- ramürsel-Yalova sahil kıyısına, Kefken’e ve Yuvacık Barajı’na gittim. Bisikletim artık ayrıl- maz bir parçam; kas gücüyle kilometrelerce mesafeyi kat etmemi sağlayan yol arkadaşım oldu. Bisiklet kullanırken yaşadığım özgürlük hissi paha biçilemez.
Ne yazık ki bilinçli sürücüler kadar bisikleti önemsemeyen, trafikte bir araç olarak kabul etmeyen, bisikletlilere saygı duymayan sürücülerle karşılaşıyoruz. Emniyet şeridinde ilerlerken virajı içeriden alıp sıkıştıran mı dersiniz, araçla yanımızdan geçerken bilerek üstümüze şişe atanlar mı, yanımızdan geçer- ken söylenenler mi... Yollarda her gün bu gibi olumsuzluklarla da yüz yüze geliyoruz. Ancak bunun tam tersi düşünenlerin de olması bize umut veriyor. Mola verdiğimizde ya da bisikletle yol alırken bize imrendiğini ve hep bisiklet sürmek istediğini söyleyenlerle karşılaşmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.
To read a brief summary in English, please go to page 64. 53
























































































   53   54   55   56   57