Page 50 - Yıldız'da Yaşam-Strateji Özel Sayısı
P. 50

48
MARKALAŞMA
 Başak Erkıran anlatıyor...
TRENDLER NASIL DEĞİŞTİ?
Hızla gelişen teknoloji, birbirinden farklı ve yeni çıkan içerik üreticisi platformlar gibi gelişmeler medya tüketimini ve dolayısıyla medya yatırımlarını da günden güne artırıyor. Bu bağlamada tüm gelişmeleri bir bütün olarak ele almaya ve anlamlı medyayı her zaman bütünsel bir yaklaşımla yönetmeye odaklandık. Bu yaklaşım aslında hâlâ
çok gündemde. Çünkü bu trendi nasıl kurgulayabileceğimizi düşünmek trendin ötesine geçmiş durumda. Artık gelecek dönem için düşünmeye başladığımız çerezsiz bir dünya var, gelişen teknoloji segmentasyonlar üretmemize, özelleştirilmiş iletişim stratejileri uygulamamıza katkı sağlamıştı, şimdi
ise ID çözümlerle reklamverenlerin bu bütünsel bakış açısını nasıl yönetmemiz gerektiğine, nelerden vazgeçip, neleri hayatımıza dahil edebileceğimize cevap bulmaya çalışacağımız bir döneme girdik diyebiliriz.
 ‘Sektör fark etmeksizin tüm markalar içerik üretmenin, tüketiciler de içerik tüketmenin derdinde. Tabii ki
her içerik tüketiliyor, tüketilen her içerik akılda kalıyor, yapılan çalışmaların hepsinin marka yaratma sürecine daima pozitif etkisi oluyor, demek yanıltıcı olacaktır.’
bunu paylaştığı bir dönem yaşadık biliyorsunuz, en büyük trendler bu yönde şekillendi. Öncelikle sosyal medyada yeni platformlar çıktı, o platformların içerikleri izlendikçe erişimler arttı, erişimler arttıkça tüketicinin medya yaklaşımı değişmeye başladı. Normalleşmeyle birlikte
sosyal medyada kullanıcıların genel internet davranışı tükettiği içeriği paylaşma, onun hakkında yazma, yorumda bulunma yoluna doğru evrildi. Dolayısıyla markalar için sosyal medyadaki takipçilerle, yorum yapanlarla, soru soranlarla artık doğrudan temas etmek ve o sırada doğru yönlendirmeler yapmak çok daha önemli hale geldi. Canlı yayınlar açmak, anket yapmak, influencer kullanımlarını iyi ölçümlemek, takipçilerin ve etkileşime geçenlerin ilgi alakasını hep yüksek tutacak içerik paylaşımları yapmak hem marka sadakati getiriyor hem de etkileşim oranlarını artıran bir unsur olduğu için sosyal medya dinamiklerinde performans artışına olanak sağlıyor.
Geçmişte kurumsal cevaplar, tek düze konuya dair genel bilgilendirmeler belki yeterli olabiliyordu; bu resmiyet ortadan kalktı, çok daha özelleştirilmiş bir iletişim dili artık mümkün. Durum böyle olunca herhangi bir TV içeriğinin sosyal medyada izdüşümünü görmek, o hype’ın etkisine sosyal medyadan tanık olmak artık çok normal ve hayatın olağan akışında gerçeğimiz haline geldi. Sosyal medyayı bu yönde aktif kullanan ve doğru bir nabızla yönetebilen markalar da geleneksel iletişim kanallarıyla bu platformları da bir bütün olarak ele alıyor. Başarı da bunun ardından geliyor. Tam tersi, sosyal medyada ikon olup geleneksel iletişim kanallarına sıçrayan bazı içerikler olduğunu ve hatta bu içeriklerin çoğu zaman kullanıcılar tarafından oluşturulduğunu da görüyoruz. Özetle artık tüm mecralar, tüm cihazlar bir bütün; tüm içerikler platformun doğasına yönelik özel ve sürekli bir değişim halinde. Dolayısıyla bütünleşik bir yaklaşımla medyayı anlamlı kullanmak başarının esas anahtarı diyebiliriz.























































































   48   49   50   51   52